11 Ağustos 2012 Cumartesi

Esintiler

Cumartesi saat 01:40..Beyim koltukta sızmış..uzun aradan sonra bir bakayım deyip açtım ve yazdıklarıma göz attım.Ruh halimde kendimde geçen zamanda neler değişti gözlemlemek istedim.Şunu gördüm ki o zamanlar biraz daha hayalperest ve sıkıntılı olan ben şu anda daha gerçekçi olmuş kendimden çok insanlarla uğraşır olmuşum.Zira kendimle uğraşmaktansa onlarla uğraşmak daha kolay.Ben kendi derdime her düştüğümde sonu pek hayırlı olmadığını bilecek kadar tecrübe sahibi olduğumu düşünüyorum.

Son dönemde insanlara bakıp ne gördün Zeynep diye soruyorum kendime.İşte yaşamak derdinde insanlarım her zamanki gibi. Bir şekilde gezip tozarak arada tellenerek içkiyle bir nevi kendini uyuşturup rahatlıyor.Ama diyorum ki acaba onlara sorsam "Siz de bazen kafanızı gökyüzüne bakıp bulutları bir şeylere benzetiyor musunuz? ya da geçmişinizi mi yoksa geleceğinizi mi daha sık düşünüyorsunuz?" Ne derler bana? Çok içtin galiba Zeynep ya da belki gülerler. Neden kendimi anlatacağım birileri yok?Neden ben kendimi olduğumdan farklı göstermek zorundayım ya da neden herkes kendisin farklı gösteriyor?Olduğumuz gibi kalsak ben olduğum gibi davrandığımda da insanlar beni eleştirmek yerine dinleseler ve sadece dinleseler..Sanırım onlar dinlediklerini zannediyorlar ama gerçekten bir dinleseler neler anlatmak isterdim neler?

Mesela hala bulutlara bakıp şekillere benzettiğimi, bazen hala tırnnaklarımı yediğimi, ağladığımı ama belli etmemek için uğraştığımı, en sevdiğim elbise giyince dönerek renkleri dalgalandırdığımı...













.

21 Mayıs 2009 Perşembe

İtiraf ediyorum...KİMSE mutlu değil...KİMSE huzurlu değil...KİMSE aşık değil...KİMSE arkadaşın değil...HERKES mutSUZ,HERKES huzurSUZ,HERKES kaybolMUŞ, HERKES yalNIZ...
Sadece öyle gibi görünmeye devam ediyor.Çünkü hepimiz kurulmuş bebekleriz. Hep bize öğretilenleri, söylenenleri, belletilenleri yapıyoruz.Çünkü dedim ya kurulmuşuz.Haaa arada bir durmuyor muyuz? Duruyoruz işte o zaman tekrar gidip kendimizi kurduruyoruz.Çünkü buna mecburuz.Gerçeklerle başka türlü nasıl baş edebiliriz ki?
Arada birkaç arızalı çıkmıyor mu?Çıkıyor onları da susturuyoruz.SUS KONUŞMA DÜZENİMİ BOZMAAA!yoksaa her şey alt üst olur!!!!???Oysa zaten her şey alt üst.Bunu düzeltmek mümkün mü?Belki.Hatta kendince düzeltmeye çalışanlar var.?!?Daha doğrusu sananlar.Diyeceksin ki..Ben bunları zaten biliyorum, bana farklı bir şey söyle ya da çözüm bul, ya da aman koy ver gitsin!!!

Hayat dedikleri şey bu işte..Ben koy vermeyeceğim ve ve ezberletilmiş sözleri söylemeyeceğim..
ÖZGÜRÜM,KADINIM ve DELİYİM...Herkesin yaptıklarını yapmaycağım...

23 Ocak 2009 Cuma

Dönüşüm muhteşem olmadı

Uyku kardeşim ver eliniiiii...Uyumak,uyumakkk ve belki de sadece rüya görmek istiyorum.Çünkü biliyorum ki bu sadece rüya olacak.Oysa sonra yine koşuşturmaca, yorgunluk ve gereklilikler beni o dehlize çekecek ve ben o dehlizinde içinde acaba ne yapsam yaşadığımı hissetsem diyeceğim.Etrafıma bakacağım; insanlara; sokaklara sonra sahte eğlencelere, masum görünüşlü sinsi maskelere.Ve ben de onlardan biri olacağım.
Eeee bu durumda ne yapacaksınn...İşte bu durumda uyuyacaksın.Orada sadece sen olacaksın.Beraberinde gizlediğin duygular, korkular ve tabi gerçek olacak..Keşke diyorum sadece rüyalarda yaşasak..Hep gerçek olsak.

12 Temmuz 2008 Cumartesi

Yine Cumartesi

Günlerden kutsal gün cumartesi....Hekesin bir yerlerde etkinlik yaptığı gün.Aslında Ankara'da yazın gelmesiyle kimse kalmadı.Ama olsun ben de bir etkinlik içindeyim.Çooook sevgili öğrencilerimle içmeye ve eğlenmeye gideceğiz.İnsallah geçen seferki gibi güzel olur.
Bu aralar güzel ve kaliteli (psikologların tabiriyle) zaman geçiriyorum.Kendimi dinlemiyorum: dinlersem değişik şeyler üretmekten korkuyorum.Üretmek yerine tüketmek ve gitmek istiyorum.Yanımda belli insanları alarak....Nereye dersen herkesin gitmek istediği ama bir türlü adını koyamadığı veremediği o yere...Benimle gelmek isteyen var midur???

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Saklambaç

Elma dersem çık armut dersem çıkma. Armut!! Zamansız olarak beni huzursuz eden içimi sıkan sen hiççç çıkma..Hep orada bir yerde kal!Hayatıma karışma.Mutluluğu alma benden... Beynimi kalbimi bana bırak. Aslında sen de benim gibi yalnızsın.Kendine bir arkadaş arıyorsun.Ama ben senin arkadaşın olmak istemiyorum. Çünkü sen ve ben çok farklıyız. Sen hayaller dünyasında ben gerçek dünyadayım..Hoşça kal ey karanlık yalnızlık!

29 Nisan 2008 Salı

Adını sen koy

Sen varmışsın, bir de döndüm yokmuşsun... O zaman ne gerek var masallar da gökten düşen elmalara, prenslere,prenseslere...Aslında yoksan, yoksam ve yoksak ne yapmalı?Bulut olmalı, su olmalı, melodi ve en sonunda insan olmalı...
Keşke zaman geçtikçe büyümesek geldiğimiz yere anne karnına dönsek küçülsek küçülsek ve en sonunda minik bir haz olup uçsak...

20 Nisan 2008 Pazar

aH Bu Pazarlar Olmasa!!

Vücudumda ağrıları dindirecek, kalbime huzur verecek, bol kahkahalı bir pazar günü yaşamak bu kadar zor mudur? Niçin her pazarlar her yaşta insana bıkkınlık ve sıkıntı verir?İstisnasız her mevsimde bu hissedilir. Farklı yorumlar yapılır; ertesi gün iş, okul var.Bahar yorgunluğudur, havalardandır. Ama her şey değişir bu pazarlar değişmez... Pazarları değiştirecek birileri var mı, orada???